BÜYÜ
Tam bir aşk evliliği yapmışlardı. mantık yanlarına hiç uğramamıştı. pınar üniversitede okurken tanıştığı yamanı ilk gördüğünde beğenip aşık olmuştu.tıpkı filmlerde olduğu gibiydi herşey. güzel kızla yakışıklı oğlan nihayet karşılaşmışlar bakışmışlardı ve her şey o anda başlamıştı.yamanın yosun yeşili gözleri pınarın zeytin gibi simsiyah gözleriyle buluştuğunda ikisininde aklı devre dışı kalmış hiç bir şeyi düşünmemişlerdi.aileler nasıl terbiye etmişlerdi? birbirlerini de olumlu olumsuz huylar varmıydı? aileler anlaşabilirmiydi? onlarla akraba olacağız. anası babası nasıl insanlardı? benim aile yapıma uyarmı? canları istedikçe gelip mutluluğumuza limon mu sıkarlardı? hiç birini düşünmediler ve evlendiler.çünkü bütün aşıklar gibi onlarda bizim aşkımız başka aşklara benzemez birbirimize olan aşkımız son nefesimize kadar yeter diye düşünüyorlardı.
falcı kadın yerdeki suyun içine sessiz ve dikkatlice bakarken pınar dalıp gitmişti. kadının cık cık sesiyle kendine geldi. falcı kadının evi çok şık döşenmişti. iyi para kazanıyor olmalı diye düşündü. pınar " eh benim gibi aptallar olduğu sürece daha çok kazanacakları" diye kendi kendine kızdı. cahil kültür seviyesi düşük insanlar gider falcıya diye konuşurken büyük konuşmuştu besbelli.işte üniversite mezunu entel dantel pınarda gelmiş falcının ne söyleyeceğini bekliyordu.gelirken tanınmamak için başına örtü gözüne güneş gözlüğü takmıştı. ikinci adresi falcılar olan teyzesinin kızı başını örtmene gerek yok. camiye gitmiyoruz demişti.falcıya gelmeyi kendine yakıştıramıyordu. ama denize düşen yılana sarılırdı. çaresizlik onu buraya kadar getirmişti işte.
bir kaç gün önce evini temizleeyen kadın dış kapının en üst köşesine yapıştırılmış arapça yazılmış bir dua bulmuştu. ikiside evirip çevirip bakmışlar her ikside bir anlam veremeimşti. annesine sordu onlarda bilemediler. içine bir kurt düşmüştü pınarın. acaba birileri eşiyle ayrılması için büyümü yapmıştı. son zamanlarda eşiyle iyice kavga eder olmuşlardı zaten. teyzesinin kızıda bu senin mutluluğunu bozmak için yapılmış bir sihir olabilir diyerek pınarı ikna etmeyi başarmıştı.falcı kağıda bakıp yüzünü ekşitmiş " büyü yapmış biri sana bakalım hangi vicdansız yapmış..." deyip yere bir su koyarak başına oturmuştu.
uzun zamandırda suya bakıp duruyorduki nihayet başını kaldırdı. ve dikkatlice pınara bakıp "kocanın yakın akrabası orta yaşlı bir kadın sana bu ayrılık büyüsünü yaptırmış."
"kim olabilir ki?
"aranızı bozmak istemem ama kocanın çok yakın akrabası."
"kayın validem olamaz değilmi?"
"söylemek istemiyordum ama malesef kayınvaliden yaptırmış yanında sen yaşlarında bir kadın daha var. uzun boylu"
"oda görümcem desem..görümcem orta boylu ama."
"canım uzun dediysek öyle çok uzun boylu değil orta boylu sayılır.kısa boylu değil demek istedim yani."
"ama onlarla aram çok iyi neden böle bişeyi yapsınlar."
"sen çok gençsin. bilmessin insanların içindeki hinlikleri. bu büyünün bozulması lazım. ama bu sana pahalıya patlar."
pınar zaten bildiği için bu tür şeyleri hazırlıklı gelmişti. parayı ödeyip büyüyü bozdurdular. fakat gittiğinden daha kötü olmuştu şimdi. içindeki ses "onlar yapmaz" desede diğer içindeki ses "falcı kadın gördü işte herşeyi" diye fısıldıyordu. bundan sonra onlara karşı nasıl davranmalıydı. evde yalnız başına baya bi düşündü. galiba en mantıklısı onlara artık mesafeli davranmaktı. ama nasıl? yaman annesine ve kız kardeşine aşırı düşkündü. haftada mutlaka 1 defa kendileri giderler arada da onlar gelirlerdi.nasıl yapmalıydı?
kendi erkek kardeşi annesi 2 laf etse 3üncüde annesine bağırır çağırır kalbini kırardı. oysa kocasının pınarın annesine karşı byüyük bir sevgisi ve saygısı vardı. o böyle düşünceli bir şekildeyken kocası yaman geldi. ve sanki olanlardan haberi varmış gibi annesi gile gitmeyi teklif etti. pınar buna karşı çıkıpta sudan bahaneler üretince yaman kızdı ve kavga etmeye başladılar. yaman eşini daha fazla kırm¤¤¤ için evi terketti. pınar hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı ki telefon çalmaya başladı. açmak istemiyordu ama arayan baya inatçıydı. arayan almanyadan ablası selmaydı. zaten doluyduki yamala kavga ettiğini hemencecik anlattı. ablasıda o konuyla ilgili aradığını yamanın kendisini mutlu etmek için çabalamasına karşın yamana çok kötü davrandığından bahsetti. izne geldiğinde kardeşinin yanında 1 hafta kalmıştı selam. ve her gün yaptıkları kavgalara şahit olmuştu.pınar "sende beni suçluyorsun ama kapının üzerine yapıştırılmış ayrılık büyüsüne ne diyeceksin" dedi. selma " ayrılık büyüsümü? sakın senin ayrılık büyüsü dediğin şey benim yapıştırdığım yazı olmasın"
"ne yazısı"
"arapça harflerle yazılmış besmele. bir arkadaşım kapının üstüne besmele as evini nazardan korusun diye bana altalta yazılmış 35 besmele vermişti. ben bir tanede senin için yazdırdım sen inanmassın böle şeylere diye sana söylememiştim."
"pınar duayı bulmasından itibaren yaşadıklarını ablasına anlattı. ablası şöyle devam etti.
"kardeşim sen sihir büyü varmı demeden önce kendindeki hataları bir gör. evet üzerinizde bir büyü vardı. aşk büyüsüydü. ve her aşık olup evlenenler gibi sizdeki bu büyüde artık yokoldu. ve bu yüzden açıkta kaldınız. şimdi aklınız kullanıp bu evliliği yürütmeye bakın."
" haklısın galiba."
pınar ablasıyla biraz daha konuşup evliliğini sürdürmek için kendi içinde bir büyü aramaya koyuldu. falcı kadına inanıp evliliğini sarsıcak hareketler yapmaya başlamıştı. suçu kendinde değil başkalarının üzerine atacak kendini güya temize çıkaracaktı. hatalarını aramak sorunlarına çözüm bulmak yerine kolayı seçmiş ama yanlış olduğunu şimdi anlamıştı.
aşkın büyüsü bittiğine göre yeni bir büyü düşünmeye başladı. kendine muhabbet büyüsü hazırlayabilirdi. ufak tefek sorunları dert etme huyunu gönül tenceresine koyacakhoşgörü yağıyla kavurup üzerine bolca akıl sevgi saygı ekler bir tutamda güzel söz ilave edersem bundan daha etkili büyümü olur