HUZUR İSLAMDA
islamdiyari foruma hoşgeldiniz..üye olarak arama bölümünden her konuda aradığınızı bulabilirsiniz
www.islamdiyari.forumm.biz
huzurun tek adresi

SİTE ADMİNİ VEYSİ AKSOY
HUZUR İSLAMDA
islamdiyari foruma hoşgeldiniz..üye olarak arama bölümünden her konuda aradığınızı bulabilirsiniz
www.islamdiyari.forumm.biz
huzurun tek adresi

SİTE ADMİNİ VEYSİ AKSOY
HUZUR İSLAMDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
HUZUR İSLAMDA


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Similar topics
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En iyi yollayıcılar
veysi (360)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
aksy (266)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
sertan_47 (262)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
berat4747 (28)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
abdullah (24)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
yusuf (13)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
HALOZDUZEN (13)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
mehmet (10)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
ezelinur (10)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
remzi (5)
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_lcapNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Voting_barNAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Vote_rcap 
En son konular
» LJLJKL
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ağus. 13, 2016 4:42 pm tarafından veysi

» lig tv nasıl kırılır çözümü burda
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyÇarş. Mart 04, 2015 3:09 pm tarafından veysi

» lig tv nasıl kırılır çözümü burda
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyÇarş. Mart 04, 2015 3:09 pm tarafından veysi

» HZ. ALİ R.A.
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptySalı Mart 19, 2013 6:45 am tarafından veysi

» Camiye Gelmeyecektin
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 11:06 am tarafından veysi

» Alın Teri
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 11:05 am tarafından veysi

» Allah'ın Beratı
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 11:05 am tarafından veysi

» Allah’tan Utanmaya Senden Daha Layığım
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 11:04 am tarafından veysi

» Akşama Kadar Yaşamak
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 11:03 am tarafından veysi

» HADİSİ ŞERİF
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 10:59 am tarafından veysi

Istatistikler
Toplam 57 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ADEM44

Kullanıcılarımız toplam 976 mesaj attılar bunda 909 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 71 kişi Salı Ağus. 01, 2017 1:38 pm tarihinde online oldu.
En aktif konular
KARANİ KARDEŞ
MİSAFİRLER BURDA KONU YAZABİLİR VE CEVAPLAYABİLİR
IQ testi-------
Cumanız mübarek olsun dualarınız kabul olsun gününüz hayırlı eviniz bereketli olsun aileniz mutlu olsun hayırlı cumalar
Risale-i Nur’da Tasavvufun Tarifi
--->: karışık çiçek resimleri...(
Dünyanın en zor sorusu BENCE KİMSE BİEMİYECEK
HZ. ALİ R.A.
Mardin Şehri
klavyede ne kadar hizlisiniz buyrun

 

 NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
veysi
yönetici
yönetici
veysi


Erkek Mesaj Sayısı : 360
Yaş : 35
Nerden : mardin
tecrube puanın : 826
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 02/12/08

NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Empty
MesajKonu: NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci   NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci EmptyPtsi Ocak 31, 2011 7:45 pm

Namaz mü'minin mi'râci, mi'rac yolunda isigi-buragi.. yollardaki inanmis gönüllerin sefinesi-peyki-uçagi.. kurbet ve vuslat yolcusunun ötelere en yakin karargâhi, en son otagi, gaye ile hemhudut en büyük vesilelerden biridir.
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci Kiyamet gününde, ak alinli, aydin bakisli; secde ve abdest uzuvlarindaki emarelerle öndekilerden de Önde; elleri, yüzleri tertemiz, vicdanlari göktekilerin iç âlemleri kadar nezih olmanin yolu da yine namaz ve namaz öncesi amellerden geçer. Ayni zamanda, Allah'a yakinligin ayri bir ünvani da sayilan ve çok farkli derinlikleri bulunan bu namaz ibadetine; kulluk düsüncesine kilitlenip ömrünü Hakk karsisinda geçirme ma'nâsina "ribat" da diyebiliriz.
Abdest -ileride müstakillen ele alinip isleme düsüncesi mahfuz- namaz yolunda ilk tembih ve en birinci hazirlik; ezan ise -o da müstakillen anlatilmali- ikinci uyari ve önemli bir "metafizik gerilim" yoludur. Abdestle, bedeni nâpâk seylerden ve sezildik-sezilmedik menfiliklerden arinan insan, ezanla vicdan ve tasavvurlarini dinler.. ilk kilacagi namazla da özündeki sesi-solugu bulmaya çalisir.. ve ancak cemaatle gerçeklestirilebilecek büyük hareketin startini beklemeye koyulur.
Insani, arsiyeler gibi döndüre döndüre sonsuzlugun semâlarinda dolastiran ve götürüp tâ melekler âlemine ulastiran mi'râc enginlikli bu mübarek ibadet, günde bes defa kendimizi içine salip yikanacagimiz bir çay gibidir ki, her dalisimizda bizi hatalarimizdan bir kere daha arindirir; alir ummâna tasir ve sürekli baslangiçla son arasinda dolastirir ki, bu da buudlarimiz disinda bir uhrevîlesme ve ebedîlesme temrinâti demektir.
Namazla, gece-gündüz sirli bir taksime tâbi tutulur. Hayat, ibadet eksenli bir zaman anlayisina göre tanzim edilir.. ve bu sayede davranislarimizin, Hakk murakabesi altinda hüsn-ü cereyani saglanir.. derken, ibadet disi hareketlerimiz de, ibadet halini alir.. ibadet rengine bürünür.. ve yeryüzündeki fâni hayatimiz göklerdekilerin rengiyle tüllenmeye baslar.
Dünyevî gürültüler veya umûmî sükût içinden ezanin tasacagi an; saatlerin ibreleri, günesin yer degistirmesi, cami çevresindeki sesin-solugun çogalmasi, her yanda ebediyet heyecaninin yasanmasi, müezzinlerin girtlak kontrolü ve hoparlörlerin hiriltili-gürültülü sesleriyle belli olunca, sinelerde sessiz sessiz konusmalar, henüz uykudan yeni kalkmis insanlarin daginikligi içinde sayiklamalar, dünya-ukbâ arasi bir berzah yasaniyor gibi buudlarimizi asan sözler duyulmaya baslar.. ayrica, düsüncelerin yeni bir mecrâ arayis manevralari ve henüz namaza girilmedigi halde, namaz yolu mülahazasiyla daha bir sürü his ortaya çikar.. dünya kadar sey mirildanilir.. ve biraz sonra gerçeklestirilmesi plânlanan ibadet adina metafizik gerilim ve konsantrasyon aranir.. ve bütün rûhî melekelerle kivama erilmeye çalisilir.
Mescide dogru yürüyüs, yol mülâhazasi, abdestle gerçeklestirilen ilk gerilim ve akordasyon hep birer kivama erme cehdi sayilabilirler. Ezan, âdetâ harem dairesine alinma daveti, ruhumuzun derinliklerinde bizi konsantrasyona hazirlayan ledünnî bir ses ve duygularimiz üzerine inip-kalkan bir mizrap gibidir. Her gün tekerrür ettiginden kulaklarimiz ona alismis olsa da, düz mantigimiz ona karsi bir kaniksama hissetse de, ezan, her zaman ötelerle aramizdaki tepelerin arkasindan tipki bir ay gibi birdenbire zuhur eder.. yildirimlar gibi gürler ve bir anda arzî olan nazarlarimizi semâya çevirir.. ve derken her yanda sadirvanlar gibi ince ince çaglayan, selâleler gibi ihtisamla cosan yepyeni ilâhî bir fasil baslar.. ve baslar-baslamaz da ruhlarimiza dünyanin en enfes, en çarpici ve en diriltici mûsikîsini bosaltir. Onunla da kalmaz, bizi çagrisimlarin atlas iklimine çeker ve gönüllerimize aydinlik çaglarin büyülerini fisildar. Zaman üstülüge açik hayallerimizi, tarihin degisik dönemeçlerinde kaybettigimiz seyleri bulup, getirip iâde etmekle costurur. . ve her defasinda bize taptaze bir demet ses, bir demet siir, bir demet âhenk bahseder. Biz, ezani her zaman, bir mûsikî banyosu aliyormusçasina bütün benligimizle duyar ve her duyusumuzda, bilemedigimiz bir büyü ile bir baska tat, bir baska letafet, bir baska hazza uyaniriz. Bu duyus ve bu sezis çok defa bizde, bir sihirli helezonla göklere dogru yükseliyor veya bir balonla çok yukarida dolasiyormus gibi bir his uyarir. Hele bir de ezan, usûlüne uygun ve vicdanin sesi, solugu olarak icrâ ediliyorsa.. göklerin nûra gark oldugu, ruh-i revân-i Muhammedî'nin sehbal açtigi ve lisan-i Ahmedî'nin arz u semâyi çinlattigi ezan dakikalari ne nurlu ve ne hislidir! Insan o dakikalarda rûhunun derinliklerine inip vicdanini dinleyebilse, ne kesfedilmedik ma'nâlarin içine aktigini ve kendi derinliklerinde ne çagrisimlarin kaynastigini duyacaktir!
Her zaman kendini yenileyip kalbî ve rûhî hayati itibariyle taze kalabilen canli vicdanlar, her ezan vaktinde, onun ilk gökten indigi dönemin halâvet ve tarâvetini duyar ve minarelerden yükselen sesin içinde peygamberlerin çagrilarini dinlerler.. gönlünde meleklerin tekbir, tehlil, sehadet korosuna erer.. ve âdetâ Cibril'in dirilten nefeslerini, Israfil'in hayat veren soluklarini duyar gibi olurlar.
Ezanla, namaz disi gerilim ve doyum tamamlaninca, henüz farzla gerçek kurbet enginliklerine açilmadan evvel, ilgit ilgit ilâhî rahmet esintilerinin ruhlari kusatma fasli sayilan ilk nafile namaz ve kametle, o dakikaya kadar adim adim derinlestirilen konsantrasyon bir kere daha kontrol edilir; nihâî huzura ait teveccüh ve temkin bir kere daha gözden geçirilir ve mi'râca yürünüyor gibi namaza yürünür. O âna kadar gönlümüze çarpan, insanî yanlarimizi alarma geçiren ve bizi ebedî mihrabimiza yönlendiren ses, söz ve davranislar, vicdan tellerinde gönlümüze ait hakiki nagmeleri bulabilmek için bir akort ameliyesi gibidir. Ibadette asil ses ise, o biricik mihrap karsisinda, duygu, düsünce birligine ulasmis ve bir imam arkasinda elpençe divan durmus; egilip saygi ve hürmetini ifade eden, kalkip Hakk karsisinda temennâ duran; yerlere kapanip bas ve ayaklarini ayni noktada birlestirerek Allah'a yürüyen cemaatin müsterek davranislariyla baslar. Bizler cemaat suurunu vicdanlarimizda duydugumuz ölçüde, peygamberlerle yasanmis aydinlik çaglarin bütün güzellik ve cümbüsünü duyuyor ve hissediyor gibi oluruz.
Evet, namazin göklerdeki âhengiyle bütünlesmis olanlar için imamin arkasindaki her hareket, her söz, insanoglu için yitik cennet adina bir hasret ve bir dâussila sesi verir, bir ümit ve bir vuslat duygusuyla tüllenir. Kendini, namazin mi'râc buudlu havasina salan hemen herkes için o, cennet dönemlerimizin ve ötedeki cennetlerin nazli, hülyali günlerinin fecir tepelerine benzer. Bizler, his dünyamizin vüs'ati ölçüsünde, her namaza durusumuzda, cennet güzelliklerinden tâ bizim altin çaglarimiza uzanan bütün bir isik kusaginin safvetini, sükûtunu yudumlar ve nes'eyle geriniriz. Bu sayede, dünyanin binbir dagdagasiyla daginikliga ugramis zihinlerimiz toparlanir.. ruhlarimiz cismâniyetin kasvetli atmosferinden siyrilir ve gönül dünyamiz bir kere daha vuslat mülahazasiyla köpürür. Her namaz vakti ve her farz edasinda olmasa bile, ruh ve gönül erleri hiç olmazsa her gün birkaç kez, ezel ve ebed arasi gelir-gider.. sik sik geçmisi gelecegi birden düsünce mensurundan geçirir.. ve geçmis gibi görünen zamanin altin dilimlerini, gelecegin ümitle tüllenen yemyesil zümrüt tepeleriyle bir arada temâsâ eder.. ve baskalarinin yasadiklari hayatla bizim ömürlerimizi ayni anda duyar ve yasar, kevser yudumluyor gibi içimizde binbir lezzet ve mutlulugun hatiralarini buluruz. Tipki rüyalarda oldugu gibi mesafeleri asar.. zamanüstü âlemlerde dolasir.. fevkalâdeliklerin bütün zevklerini duyar.. duygudan duyguya, fikirden fikire geçer.. her âni, ayri bir marifet, ayri bir muhabbet ve ayri bir zevk tûfâni içinde geçiririz. (Bu mülâhazalar irfan ufku bu noktaya ulasanlar içindir.)
Hele bir de ruh ve gönül namazlasinca, artik bu nûrânî keyfiyet evirir-çevirir, her zamanki amelimizin yerine kendi ahengini, kendi siirini ve kendi semâviligini getirir ikâme eder.
Günde birkaç defa. düsünce ve hülyalarimizi besleyen namaza ait sirli ve sihirli hareketler, her zaman bizi mâverâîlige tasiyabilecek bir yol ve bir menfez bulur ve gönüllerimize:
Mekânim lâ mekân oldu
Bu cismim cümle cân oldu
Nazar-i Hakk ayân oldu
Özüm mest-i likâ gördüm"
Nesîmi
dedirtir.. ve böylece ibadet, gönüllerde gizlenen, gizlenip kenzen bilinen o ezelî güzellik ve bütün vâridatlarin kaynagini, buudlara sigmayan derinlikleriyle bir kere daha fâs eder. Bu itibarladir ki, namazin içinde açiktan açiga bilinen ve net olarak görünen hususlardan daha çok. azamet ve heybet bugulu, kemmiyet ve keyfiyetleri asan bir his tûfâni ve bir duygu anaforu yasanir. Namazda, hep söylenemez seyler beyan ufkumuzu sarar.. ifadesi imkânsiz hisler ruhumuza garip bir mûsikî fisildar.. gündelik lisana sigmayan engin duyuslar, düsünüsler benligimizi isgal eder.. ve maddî aklin, mücerret mantigin sinirlarini asan gaybubet renkli bir fetânet, peygamber çizgisindeki meâdî bir düsüncenin kapilarini aralar. Bu açidan da diyebiliriz ki, kulun namazdan daha büyük bir ibadeti ve namaz içinde köpüren tasavvur ve tahayyüllerden daha sihhatli ve engin bir hali yoktur.
Insan ruhu, duyus ve sezisleriyle, suhud ve vücudu asip gayb noktasina ulastigi namaz ufku, onu duyan ruhlarin bütün hasretlerini, hicranlarini ve dâussilalarini söyler. Ayni zamanda kalbin itmi'nânini, insânî duygularin revh u reyhanini, varligin ezelî serencâmesini, yildizlarin yeryüzünü temasâsini, göklerin sirlarini, ukbânin isiklarini, cennetin yamaçlarini, yamaçlarda salinan agaçlarini, agaçlarin altinda her zaman çaglayan irmaklarini söyler.. rükünleriyle söyler, içindeki Kur'ân'la söyler, dualarla söyler; söyler ve söylediklerini yepyeni bir edâ ve üslupla ruhlarimiza kevserler içiriyor gibi tekrarlar...
Kiyamdan sonra, kulluga kilitli bu sadik bendeler, saf ruhlarinin heyecanlarini, müstakim düsüncelerinin ra'selerini bir kere de rükû kürsüsünden haykirmak isterler. Azamet ve ceberûtun, rahmet ve lütfun halitasindan hasil olan bir duyguyla ve heybete bürünmüs bir edâ içinde âdeta bir asâ gibi bükülürler.. bükülür ve iliklerine kadar isleyen bir kulluk suuruyla hep ilâhî azameti mirildanir ve bir kisim gök sakinlerinin Allah'a yönelis üsluplari sayilan rükû ile "Hazîratü'l-Kuds"ün kapilarini zorlar ve o kapilarin aralanmasi ölçüsünde kendi rûhî âlemlerinin derinliklerine kavusurlar. Hacda ve baska yolculuklarda, tepelere tirmanilmasi, tepelerin asilip düzlüklere varilmasi tekbir, tehlil fasillariyla seslendirildigi gibi, namaz ünvani altinda ruhun mi'râc yolculugu da, bir bölümden diger bölüme geçiste hep ayni mübarek duygu ve düsüncelerle ve hep ayni mübarek kelimelerle ifade edilir. Hemen her rükünde, Allah'a karsi saygili olmayi en iyi sekilde dile getirmek üzere söylenilen tekbirlerle, tahmidlerle ve bu kelimelerin çagristirdigi mülâhazalarla yüce divânin kapi tokmaklarina dokunulur; sonra da, bir esref saati en mükemmel sekilde degerlendirme dikkat, teyakkuz ve temkiniyle beklemeye geçilir; geçilir ve avini bekleyen bir kedi hassasiyeti, bir örümcek sabriyla ilâhî vâridât ve tecelliler avlanmaya çalisilir.
Namazda rükû, kiyamdan bir adim daha ileride üzerimize nefehâtini salar, ruhlarimiza hayattan daha güzel, cismânî zevklerden daha enfes ve bu sinirli dünyada gerçeklestirilmesi imkânsiz bir rüyadan, hem de tasavvur edemeyecegimiz ölçüde bir rüyadan neler neler fisildar. Gönüllerimize, istedigimiz, bekledigimiz nesnelerin ötesinde zümrütten günler, saatler ve dakikalar va'deder. Zaten, hepimiz biraz da ümitlerimizin, mefkûrelerimizin, hülyalarimizin, beklentilerimizin çocuklari degil miyiz? Hemen hepimiz, bugünkü tersliklerle hirpalanip da gerçege uyaninca, içinde bulundugumuz zamani asar ve ileride elde edecegimiz hayat ve saadetin ümidiyle "gelecek zaman" der ve tebessümlerle cennetin yamaçlarini süzeriz.
Rükû, Hakk karsisinda iki büklüm olma ma'nâsindaki buuduyla, bütün kaddi bükülmüslerden bir ses alir; yer yer "Rabbim bana zarar dokundu", zaman zaman da "Daginiklik ve tasami sadece sana açiyorum" der ve bize hayat irmagindan bir çaglayis, Yusuf ilinden de bir gömlek kokusu duyurur.. duyurur hep hakikatlerin ötesinden gelecek harikuladeliklerin zuhur edecegi nes'esiyle bizleri costurur. Hem öyle bir costurur ki, benligimizden fiskiran bir hamd ü sena tûfâniyla belimizi dogrultur ve O'na, bir ara fasil minneti daha sunariz. Bu kisacik ayakta durus, ilkinden farkli ve ayri bir Hakka yürüme limanidir. Bu nurlu limanda kiyami, kiraati, rükû tesbihlerini, bir kere daha gönlümüzün derinliklerinden geçirir; hislerimizin sinirsizligini, hayallerimizin sonsuzlugunu, bu kisacik tevakkuf içine sikistirarak duymaya çalisir ve bütün his gücümüzü vâridât avlamak üzere seferber eder ve yakaladigimiz "kenz-i mahfî" tayflariyla kendimizi daha engin ve kurbet renkli bir yeni duyus çaglayanina saliveririz. Namazi rükûda duyup kiyamda dinleyenlerin nasil bir haz ve lezzete erdiklerini, nasil bir hasyet ve saygiyla kivrandiklarini, nasil bir ümitle gerilip nasil bir korkuyla ürperdiklerini kestirmek zordur. Bu duyus, bu dinleyis, vuslata atilan adimlarin en ciddilerinden ilki, secde de bunun ikincisidir.
Secde, namazin içindeki mevhibe ve varidatin sükür zemini, erimis gönüllerin kulluk kalibina tam olarak döküldükleri mehabet potasi, dualarla Hakk'in kabulü, ortasinda iki nokta arasindaki dogru çizgi ve bulunup bilinecek, bilinip sevilecek Zât'a karsi duygularin, düsüncelerin visâl koyu ve bulusma arsasidir. Bizler, gerçek konumu içinde secdeyi duyup dinledikçe, îmândan, Islâm'dan, ihsandan süzülmüs bir usarenin, namazlarimizin kiyam, rükû ve kaymesinden geçerek gönüllerimizin zümrüt tepelerine aktigini hissederiz.
Secdede bas ve ayaklarimizi ayni noktada birlestirerek yusyuvarlak hâle gelir; bir yay gibi gerilir; bir ses, bir soluk olur inler ve ümitlerimizin ameller önündeki herseye yeten enginligini, rahmetin herseye sebkat eden öndeligini îmânimizla birlestirir, bütünlestirir; bir ucu dünyada bir ucu ukbâda âdetâ bir gökkusagina benzeyen bu alâim-i semâ altindan geçmek sûretiyle tâliimizi degistirmeye çalisiriz.
Insan, secdedeki duyus ve sezislerin kendisini yükseltmis bulundugu bahtinin zirvesinden bakip gerçegi temâsâ ettigi bu noktada, kalbinin dilini kullanarak, hislerinin bütün kelimelerini ortaya dökerek, dünyayi biraz âhirete dogru yönlendirip, öteleri de biraz ruh dünyasinin içine aksettirerek kullugunun destanini okuyor gibi bir mazhariyeti duyabilir, yasayabilir.
Evet onun, kulluk suuruyla cosan dualari, Allah'in rahmet ve lütuf çaglayanlariyla karsilasip birbirinin içine akip da duâ ve icabet bulusunca, duygularimiz cennet hayati gibi güzel, vuslat gibi engin çaglamaya baslar. Anlayanlar için bu güzelliklerin tadi o kadar keskin, sivesi o kadar büyüleyicidir ki, onu bir kere duyup yasayanlar, bu nimetlere ve nimet sahibine nasil sükredeceklerini bilemezler.
Basi yerde ve isiktan bir helezonla en ulasilmaz zirvelere tirmanip ve semâvî seyahatle Hakk'a yakinligi derinlestiren bir kurbet eri "Hazîratü'l-Kuds'e ermis olma his, suur ve mahmurluguyla vuslatini bir baska buudla daha da renklendirmek üzere Hakk'a ta'zîm ve tekrimini arzederek saygiyla basini kaldirir ve huzurda bulunmanin bütün âdâbiyla "et-tahiyyât..." diyerek vecde gelir ve artik bir yeryüzü varligi degilmisçesine tabiatüstü bir hal, bir ma'nâ ve bir büyüye bürünür.
Öyle ki, bu engin hazlarla cosan namaz kahramani, doyma bilmeyen bir hisle, kemmiyet ve keyfiyet sinirlarinin üstünde, niyetle derinlestirip sonsuzlastirdigi; yakîniyle Hakk'la irtibatlandirip hulûsuyla ebedîlestirdigi, mal, can ve bütün ilâhî mevhibeler adina Hakk'a karsi minnet borcunu edâya yönelir; gönlünün bütün duyarliligiyla Allah'i anar ve inler.. Nebî'-yi yâdeder. içi insirahla dolar.. kendisiyle ayni mutlulugu paylasan insanlari düsünür, hayir dualariyla gürler.. ve tekbirlerle baslattigi bu mi'râc yolculugunu, dînin temeli sayilan sehâdetlerle noktalar...
Namaza alismis ve onunla beslenen insanlar, ona hiçbir zaman doymazlar. Doymak söyle dursun, her namaz bitiminde "daha yok mu?" der, nafileden nafileye kosar; duhâ ile günes gibi yükselir, evvâbinle gidip kurbet tokmagina dokunur, teheccüdle berzah karanliklarina isiklar gönderir ve ömrünü âdetâ ibadet atkilari üzerinde bir dantela gibi örmeye çalisir ve katiyen içinde yasadigi nurlardan, ruhunu saran ma'nâlardan ayrilmak istemez.. istemez ve hep ibadetin va'dettigi güzelliklere kosar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://veysiaksoy.forume.biz
 
NAMAZ Namaz mü'minin mi'râci
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namaz kılmanın önemi
» Namaz Nedir?
» Oturarak namaz kılmak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HUZUR İSLAMDA :: Namaz Bölümü :: Namaz Alt Başlıklar :: Namazın önemi-
Buraya geçin: